Teknolojinin hüküm sürdüğü kişisel blog

Yeni internet düzenlemesi ne anlama geliyor?

 

Her katta asansörün karşısında asılı olan poster kocaman yüzüyle ona bakıyordu. Gözleriyle insanın hareketlerini izliyormuş gibi yapılmış resimlerdi bunlar. Resmin altındaki başlıkta: BÜYÜK BİRADERİN GÖZÜ SENDE” yazılıydı.

Yukarıdaki alıntı George Orwel’ın dünya edebiyatına mihenk taşı olarak sapladığı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört isimli meşhur romanından… Dünyadaki ilk distopik romanlardan biri olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, totaliter bir yönetimin halk üzerindeki baskı ve toplumu “düşünce polisleri” tarafından izlenmesini konu alır. Romanın 1948 yılında yazılmış olması başlı başına bir fenomendir. Günümüzde Wikileaks ile başlayan ve son olarak Edward Snowden’ın sızdırdığı bilgiler ışığında George Orwel’ın ne kadar büyük bir ön görü yaptığını daha rahat görebiliriz.

Devletlerin, insanları kontrol altında tutmak için çeşitli yöntemlere başvurması ne ülkemizde ne de dünyada yeni bir olay değil. Her dönem çeşitli biçimlerde kontrol mekanizmaları gerçekleştirildi/gerçekleşiyor/gerçekleşecek.

Son iki haftadır gündemde olan 5651 Sayılı İn­ter­net Or­tamın­da Ya­pı­lan Yayın­la­rın Dü­zen­len­me­si ve Bu Ya­yın­lar Yo­luy­la İş­le­nen Suçlar­la Mü­ca­de­le Edil­me­si isimli kanun değişikliğini öngören yasa tasarısı hakkında konuşulup tartışılıyor. Yeni bir internet sansürü olarak nitelendirilen yasa teklifi sadece “yasak ve sansürü” getirmiyor. Gözden kaçan, daha doğrusu teknik bilgi gerektirdiği için göz ardı edilen bir konu var ki aslında sansürden daha önemli ve hayati.

Öncelikle kanun değişikliği ile ne getiriliyor özetle ve herkesin anlayabileceği biçimde 4 maddede özetleyeyim sonra asıl “önemli” dediğim yere gelicem:

  1. Hosting şirketleri (yani internet sitelerinin yayınlanmasını sağlayan şirketler) trafik bilgilerini en az bir yıl, en fazla iki yıl olmak üzere saklayacak. Meali şu: Yer sağlayıcıları barındırdıkları internet sitelerine gelen trafik bilgilerini (kim hangi saatte hangi sayfaya girdi/çıktı) saklamak zorunda. Suçlunun yakalanması için belki olumlu bir madde gibi görünse de muğlak ve gri bir alan. Bu verilere kim, nasıl, ne hakla erişebilecek, bu verilerin güvenliği nasıl sağlanacak gibi bir sürü cevapsız soru sorulabilir.
  2. Erişim Sağlayıcıları Birliği isminde yeni bir oluşum kurulmakta. Bu birlik, internet servis sağlayıcılarından oluşacak. Bu birlik erişimin engellenmesi kararlarını uygulamakla mükellef olacak. Erişim engelleme kararlarına itiraz edebilecek. (nasıl olacaksa o? sümme haşa devletin karar verdiği şeye nasıl itiraz edeceklerse?!) Bu madde ile sansür suçu devlet tekelinden alıp kendi ve dünya kamuoyuna “biz engellemedik ki bak birlik engelledi” demesine yarayacak gibi görünüyor.
  3. Erişim sağlayıcıların, engelleme kararını mutlak olarak uygulaması belirtilmekte ve belirtmekle kalınmayıp aynen şöyle denenmektedir: “… Bununla birlikte erişim sağlayıcı, … erişimi engelleme kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif iletişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla, … yükümlü kılınmıştır.” Ne anlama geliyor? Yani yasa koyucu, bundan sonra erişim sağlayıcılara, erişimi engellenen bir siteye erişmek için kullanılan yöntemleri (DNS değiştirmek, Proxy vb.) de engellemesini istiyor. Yani artık “ne yaparlarsa yapsınlar bir şekilde giriyoruz” anlayışı tarih olabilir.
  4. Erişim engelleme kararı mevcut durumda ancak mahkeme kararıyla uygulanabiliyordu. Kabul edilecek değişiklikle birlikte artık BTK kendi inisiyatifi ile belli durumlarda mahkeme kararı olmadan erişimi engelleme kararı verebilecek. Tamamen siyasi kararlar vermek, keyfi engellemeler yapmak BTK’nın insafına kalıyor.

Şimdi bu dört madde kamuoyu tarafından az çok bilinmekte. Bilinmeyen ve teknik bir konu olduğu için topluma anlatılamayan bir konu var ki bence hepsinden önemli. Yeni yapılan düzenleme ile IP bazlı erişim engellemenin yanı sıra bir de URL bazlı engelleme geliyor.

URL nedir? Kısaca anlatmak gerekirse sayfanın linkidir. URL bazlı engelleme şunu sağlar diyelim ki utkusakallioglu.com’un bir sayfasında yasalarda ön görülen bir suç var ve erişimi engelleme kararı gerekiyor. Siteyi tamamen engellemek yerine suç unsuru barınan ilgili sayfayı engelleme kararı alınıyor. Böylece utkusakallioglu.com’a girilebiliyor fakat suç unsuru barınan sayfaya erişilemiyor. YouTube yasağının olduğu günler hatırlanarak “ee ne güzel işte” denilebilir fakat kazın ayağı öyle değil!

URL bazlı engellemeyi ilk duyduğumda açıkçası tüylerim diken diken oldu! Çünkü üniversitede aldığım ve daha önceden çeşitli sebeplerle edindiğim bilgilerle biliyorum ki URL bazlı bir engelleme demek acıkça internetin musluğunu devlete vermek demek! Ben iki gün boyunca kendi kendime “acaba ben mi yanlış/eksik” biliyorum diye düşünürken Ekşi Sözlük’ün kurucusu Sedat Kapanoğlu’nun konuyu çok güzel anlattığı, konu ile ilgili entrysini okudum ve dedim ki “hah işte bunu düşünen tek ben değilmişim!”

İsteyen oradan da okuyabilir ama ben o entrynin biraz daha özetini çıkararak ve biraz da bu konulara hiç hakim olmayan birinin de anlayabileceği bir dilde şu işi anlatmak istiyorum.

Tarayıcınızın adres satırına “htttp://utkusakallioglu.com” yazıp enter tuşuna bastığınızda siz sayfayı görene kadar arka planda şu adımlar gerçekleşir:

  1. Bilgisayarımız yol tarifi almak için köşedeki bakkala sorar. Der ki ben “htttp://utkusakallioglu.com” adresine gitmek istiyorum nasıl giderim?
  2. Bakkal ona adresi tarif etmek yerine direkt gideceği noktanın coğrafi koordinatlarını verir.
  3. Bilgisayarımız bu koordinatlar sayesinde görüntülemek istediği sayfaya erişir.

Zurnanın zırt dediği nokta bu bakkal amca olarak tarif ettiğim DNS sunucudur. Bu DNS sunucusu internet servis sağlayıcılarında bulunmaktadır. Biz bir sayfaya girmek istediğimizde bu DNS sunucusundan adres tarifi alırız ve bu tarif sonucu oluşturulan rotadan veriler bize küçük paketler halinde akmaya başlar. Normalde bu veriler bize akarken servis sağlayıcı sadece paketin üzerinde yazan gönderici ve alıcı adreslerine bakar ve buna göre en uygun rotayı bize verir. Paketlerin içeriği asla ilgi alanına girmez. Aynen bir kargo şirketi gibi sadece ve sadece gönderenin ve alıcının adresine odaklanır ve işini yapar. Buna da “net tarafsızlığı” denir.

URL bazlı bir engelleme ile net tarafsızlığı yerle bir olmakla kalmayıp internet üzerindeki bütün trafik bir şekilde röntgenlenecektir! URL bazlı engellemenin uygulanması için anlattığım bu küçük paketçiklerin sadece üstündeki adreslere değil, paketin içeriğine de bakılacaktır. Bu işlemin yapılabilmesi için teknik altyapının sağlanması yasa teklifinde servis sağlayıcılarına yük olarak getirilmiştir. Zaten 2012’de gündemi epey meşgul eden Phorm meselesi tam olarak açıklığa kavuşmamışken bunun bir de yasal statüye alınması kör kör parmağım gözünedir. Bunun adı hiç lafı dolandırmadan düpedüz röntgenciliktir!

Erişim sağlayıcılara trafik bilgilerini ve içeriğini saklama, incelemek ve ona göre iletişimin gerçekleşip gerçekleşmeme kararını veriyorsunuz. Bu bir fişlemedir. Kim hangi sayfaya ne zaman girdi çıktı, nerelere tıkladı, kime hangi mesajı attı hepsine erişim olanağı sağlanıyor. Bu hem anayasaya, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Elbet bir şekilde bir yerlerden dönecektir bu yasa değişikliği fakat tarih sayfaları böyle olayları büyük puntolarla yazmayı çok sever!

Çin’deki internet polisi yapısı henüz ülkemize gelmemiş olsa da bu yasa ile bir adım daha yaklaşmıştır. George Orwel’ın kurguladığı devlet anlayışı bizim gibi gittikçe otokratik bir yönetim sistemine dönüşen sistemlerde hayat buluyor.

Etiketler:

Paylaş:

Utku Sakallıoğlu, 1990 yılının bir Mayıs günü Giresun’da hayata geldi. Doğumu esnasında ilk dakikalarda beynine yeterli oksijen gitmemesi nedeniyle Beyin Felci olarak da bilinen Cerebral Palsy‘li olarak hayata tutunmuştur.  >>

Buralardayım
Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir