Teknolojinin hüküm sürdüğü kişisel blog

LG 42LM640S/60S 3D LED TV detaylı inceleme

Ön not: Bu yazı LG 42LM640S modeli incelenerek yazılmıştır. Fakat yazıda da dediğim gibi dış görünüm haricinde 42LM660S ile aynı özelliklere sahiptir.

Ön not-2: Bu inceleme yapılırken televizyondaki yazılım sürümü 04.10.23 idi. Yazıdaki olumsuzluklar yazılım güncellemeleri ile düzeltilebilir.

Ön not-3: Yazı içerisinde anlattığım bazı özelliklerin görüntülerini sayfa fazla uzamasın diye yazıya eklemedim. Bunları en alt kısımdaki galeriden görebilirsiniz.

Güncelleme-1: Yazı içerisinde belirttiğim web tarayıcısındaki flash videoların tam ekran olmama sorunu gelen güncelleme ile ortadan kalkmıştır. (5 Şubat 2013)

Yine evimize gelen bir teknoloji ürünüyle karşınızdayım. Öncelikle şunu söyleyeyim diğer yazılarımdan epey uzun bir yazı olacak çünkü en ince ayrıntısına kadar inceleyeceğim televizyonu. Uzun yazılardan sıkılanlar için de yazının ilk bölümünde ana fikri verebilecek bir özet sunacağım merak etmesinler… Ayrıca yazı uzun olduğu için bir index oluşturdum oradan da ilgili bölüme zıplayabilirsiniz.

İndex

Mekan, bütçe, seçim ve alım aşaması

Alacağımız televizyonun boyutunu seçerken hem mekan açısından hem de bütçe açısından kısıtlı olduğumuz için hiç zorlanmadım. Televizyonu seyretme mesafemiz maksimum 3 metre. Dolayısıyla ideal televizyon boyutu 40-47″ arası idi. Bu değere nasıl ulaştın derseniz bunun evrensel çok basit bir hesap formülü var: Minimum ekran boyutu=İzleme mesafesi/3, Maksimum ekran boyutu=İzleme mesafesi/1.5

Örnek: İzleme mesafesi 3 metre yani 300cm olsun. Minimum ekran boyutu 300/3 yani 100cm. Maksimum ekran boyutu ise 300/1.5 yani 200cm.

Televizyon için ayıracağımız bütçe maksimum 2000 lira da olduğu için 42″ yani 107cm bizim için idealdi. Böylece az çok ne alacağımız belli oldu. Her elektronik ürün seçimimde olduğu gibi markalara hiç bakmadım. Benim için marka önemli değildir. Kıyaslamamı yaparım, artıları eksileri toplayıp mantıklı olanı seçerim. Bu seçimim de bence gayet mantıklı bir seçim oldu.

Çabucak Samsung’un UE40ES5500‘si, LG’nin 42LM660S‘i ve 42LM640S‘i arasında bir seçim yapacak noktaya kadar geldim. Samsung’u hem 3D’sinin olmaması yüzünden hem de alan kullanıcıların olumsuz yorumlarından dolayı eledim. Kaldı 660S ve 640S. Şimdi bu seçim biraz zor oldu açıkcası. Aslında iki modelin birbirinden teknik olarak hiçbir farkı yok. 660S’in 6640S’den tek farkı yakınına gelmediğiniz sürece göremediğiniz ince çerçevesi ve kutudan normal kumandanın yanında ekstradan çıkan Magic Motion kumanda. (Magic Motion kumanda nedir diyenleri şöyle alalım: http://www.youtube.com/watch?v=yxu0G7jM_us)

LG-magic-motion
LG Magic Motion kumanda

Aradaki fiyat farkı ise mağazadan mağazadan değişmekle birlikte 200 ile 300 lira arası. Bu iki model arasında kalan birinin yapacağı seçim tamamen kişisel tercihlere göre olacaktır. Yani mantıksal açıdan bir seçim yapmak söz konusu değil. Peki ben neye göre tercih yaptım? İki modeli de sırf çerçevesi için Vatan Bilgisayar’a gidip gördüm. 660S’in gerçekten çok ince bir çerçevesi var. Fakat 640S’in çerçevesi internetteki görsellerdeki kadar kalın değil. Yani arada seçim yapmak gerekirse direkt 660S’i tercih edecek kadar dramatik bir fark yok. Tabii yinede bu kişisel bir görüş olduğu için eğer siz de arada kaldıysanız mutlaka gidip bi görün.

Gelelim Magic Motion’a… İlk gördüğümden beri kendisine hayranım 😀 Gerçekten çok iyi düşünülmüş bir kumanda. Çünkü bildiğiniz gibi bu iki model de akıllı televizyon ve inanamayacağınız kadar detaylı menü ekranları var. Bu ekranlarda gezinmek ve sanal klavyede yazı yazmak normal kumandada resmen bir zulüm! Fakaaaat aradaki fiyat farkı beni Magic Motion’a soğuttu. Yukarıda dediğim gibi çerçeve inceliği lüks bir seçim tercihi olarak kalıyor. E bir tek Magic Motion kumanda için de 200 lira fazla vermek açıkçası biraz zor geldi. Bir de televizyona herhangi bir kablosuz mouse bağlayabileceğiniz düşünüldüğünde (ki o konuya da geleceğim) bence hiç gerek yok.

Sonuç olarak 640S’i almaya karar verdik. Aslında Vatan’dan almayı planlarken incehesap.com‘da Vatan’dan 120 lira daha ucuz olduğunu (kargo dahil) görünce internet üzerinden siparişimizi verdik. Beklediğimden çok daha hızlı bir sürede kargo kapımıza dayandı 😀 Televizyonun garantisinin başlaması için ilk kurulumun LG’nin kendi servisinin kurması gerekiyormuş. LG’yi aradık ertesi gün geldiler kurdular.

İlk izlenimler, genel özellikler, dış görünüm ve özet

Televizyonun kutusundan neredeyse hiçbir şey çıkmıyor diyebilirim 😀 4 adet 3D gözlüğün bulunduğu bir kutu, kumandası ve uyarıların bulunduğu bir kitapcık… LG kullanma kılavuzunu televizyonun içerisine koymuş ve bence çok mantıklı bir iş yapmış. Çünkü ne zaman lazım olsa o kılavuzlar hiçbir zaman bulunmaz 😀 Kutu içerisinden en azından temizleme bezi gibi maddi açıdan önemsiz ama hoş ayrıntılar da çıksaydı diye bekliyor insan ama maalesef öyle bir şey yok.

Evimizdeki yayın maalesef çok kötü. Merkezi sistem kablolu yayın kullanıyoruz ve kablolar çok eskidiği için yayın çok kötü. Hele bir de 32″‘den 42″‘e geçince yayın daha bir kötü geliyor insanın gözüne. O yüzden televizyonu incelerken, bulduğum 1-2 dijital yayın (DTV diye geçiyor), HD filmler ve fotoğraflarla denemeler yaptım. Televizyon renk ve parlaklık olarak gerçekten iyi bir panele sahip. Görüş açısı konusuna gelirsek; yanlardan bakıldığında renkler değişmiyor, renk açısından hiçbir sıkıntı yok fakat aynı şeyi parlaklık için söyleyemeyeceğim. Yaklaşık 40-45 derecelik bir açıdan sonra dikkatle ekrana baktığınızda ekranın sizden uzak tarafı, yakın tarafından daha az parlak görünüyor. Fakat bu çok çok önemli, ya da televizyonu almaktan vazgeçecek kadar büyük derecede bir sorun değil. Farkı görmeniz için sabit bir görüntüye çok dikkatli bakmanız gerekiyor. Zaten izlediğiniz şeye konsantre olduğunuzda fark etmiyorsunuz bile.

Televizyonun standı çok şık ve sağlam. Duvara sabitlediğinizde de kabloloların kolay takılabilmesi için gerektiği kadar bir mesafe bırakılmış. Televizyona önden bakınca sadece sol tarafında giriş-çıkışlar bulunuyor. Sağ tarafta ise düğmeler var. Televizyonun önünde tek bir led ışık bulunuyor ve bu da sadece kumandaya bastığınızda kırmızı olarak yanıp sönüyor. Diğer hallerde tamamen kapalı vaziyette.

Stand
Stand

Akıllı televizyonun en büyük esprisi internete bağlanması. Televizyonun arkasında ethernet portu mevcut. Ayrıca televizyondaki dahili Wi-Fi sayesinde kablosuz olarak da internete girmek mevcut.

Uygulamalar zengin diyemem. Ama önü açık bir konu olduğu için kesin yorum yapmak mümkün değil. Umarım bir an önce yayıncılar bu alanı keşfedip kendi uygulamalarını geliştirir. (Ben yazıyı tamamlayana kadar bile yeni uygulamalar geldi)

Medya oynatıcısı epey gelişmiş özelliklere sahip. Oynatılabilen formatlar yeterli ama ileride yeni güncellemelerle daha da artması mümkün.

Genel özelliklerini de vererek uzun yazı sevmeyenlerin seveceği özet bölümünü kapatıyorum.

LG 42LM640S Genel Özellikler
LG 42LM640S Genel Özellikler

Detay: Genel değerlendirme

Özeti ve genel özellikleri anlattığımıza göre biraz detaya inebiliriz. Televizyonun akıllı bir televizyon olduğunu kumandadaki Home tuşuna basmadıkça anlamanız mümkün değil. Hele de daha önce LG markalı bir televizyon kullandıysanız hiçbir farklılık görmeyeceksiniz. Kanal geçiş hızı her ne kadar kişisel bir algı olsa da bence gayet makul hızlarda. Neredeyse her televizyonda olduğu gibi favori menüsü bu modelde de var. 4 farklı favori listesi oluşturabiliyorsunuz. Ses ve görüntü ayarları kısmında dört farklı varsayılan ayar profili bulunmakta. Profilleri bozarak ya da “Uzman 1” ve “Uzman 2” profillerini değiştirerek kendi profilinizi de oluşturmanız mümkün.

Görüntü ve ses ayarları kısmında fazla detaya girmek istemiyorum çünkü çok fazla detaylı ayar var yazı çok uzamasın. Televizyonun üstündeki hoparlörler gayet güzel ses veriyor. Eski bir ev sineması sistemiyle de denedim gayet temiz bir ses aldım. Zaten her türlü dijital ve analog ses çıkışı mevcut. Özellikle film izlerken bir ses sistemine bağlamanızı öneririm.

Televizyonun yanında gelen kumandayı da beğendim. Hafif ve şık. Tuşları büyük ve güzel. Ve fakat bir eleştirim var. Fotoğrafta da görebilirsiniz, OK tuşu etrafındaki yön tuşları diğer tuşlardan farklı olarak plastik bir maddeden üretilmiş. Diğer bütün tuşlar silikonken sadece yön tuşları plastik olmuş. Özellikle akıllı televizyon kısmında en çok kullanılan tuşlar bunlar. Silikon tuşlara göre daha zor basılıyor ve yüzeyi parlak plastik olduğu için kaygan. En çok kullanılan tuşları neden böyle yapmışlar çok düşündüm ama bir sonuca ulaşamadım açıkcası 😀 Bir de kumanda da rakamların yanında alfabetik olarak harfleri görünce bir an için buradan yazı yazılabileceğini düşündüm fakat henüz böyle bir şey mümkün değildi ben yazıyı yayınlarken.

LG AKB73615303 kumanda
LG AKB73615303 kumanda

Menüler

Aşağıda gördüğünüz gibi ana menü basit ve kullanışlı bir tasarıma sahip. Ayrıntıya girmeden hemen şunu söyleyeyim TeknoSeyir‘de bu televizyonun 55″ olan modeli incelenirken Murat Gamsız ve Levent Pekcan’ın ısrarla vurgulanan bir şey vardı: Televizyonda kullanılan tüm menü arayüzleri 1080p çözünürlüğünde olduğu için simgeler çok keskin ve çok güzel. Yaklaştığınızda bunu daha iyi fark ediyorsunuz. Bu, detay gibi gözükse de bence önemli bir ayrıntı.

Ana menü
Ana menü

Ana menüde canlı yayını önizleme penceresi, 3×3’lük iki menü kutusu (LG bunları “kart” olarak isimlendirmiş) ve altta uygulama menüsü bulunuyor. Bütün bu menüleri istediğiniz gibi sıralama şansına sahipsiniz. Bu sıralamayı hem grup (kart) olarak hem de grup içerisinde yapabiliyorsunuz. Kendi seçeceğiniz uygulama veya menü kısa yollarıyla da LG’nin deyimiyle kart oluşturmanız mümkün. Yani kısaca menü kısmı tamamen sizin istediğiniz şekle girebiliyor. Sıralama işi çok hoşuma gitti çünkü pek çok televizyonda böyle bir şey yok ve sık kullandığınız bir şeyi bulana kadar epey bir vakit kaybediyorsunuz. Ana menü biraz geç açılıyor bu nedenle sık kullandığınız uygulamaları “Uygulamalarım” menüsüne atmanızı tavsiye ederim. Kumandadaki “My Apps” tuşuna basarak bu küçük menüyü çabucak açabiliyorsunuz.

Kumandadaki My Apps tuşu ile açılan kısa yol menüsü
Kumandadaki My Apps tuşu ile açılan kısa yol menüsü

Wireless ve internet ayarları

Hemen uzatmadan şunu söyleyeyim Wireless’ın gücü düşük. Ama eğer modeminiz televizyona çok çok uzak veya modemin Wireless gücü normalde de düşük değil ise sorun yaşamazsınız. Sorun genelde şurada yaşanıyor: Uzakta, az çeken bir modeme bağlı bir bilgisayar veya hard disk üzerinden (yani lokal ağ üzerinden) film izlerken aynen eskiden internet hızları 1Mbps’ken nasıl videoların dolmasını bekliyorduk, aynen öyle filmin stream edilmesini bekliyoruz 😀 Onun dışında dediğim gibi eğer modeminiz 802.11N ise ve çok uzakta değilse en baba 1080p filmleri bile hiç takılmadan izleyebiliyorsunuz.

Wireless ile bir ağa bağlanırken şifre girmemek için kullanılan WPS bile var. Fakat olsaymış iyi olurmuş dediğim bir özellik şu oldu: Birden fazla kablosuz ağ şifresini hafızasında saklayamıyor. Mesela benim evde kullandığım iki farklı kablosuz ağ var, birine bağlı iken diğerine geçmek istediğimde tekrar şifre girmem gerekiyor. Keşke birden fazla şifreyi hafızasına alabilseydi ballı kaymak olacaktı 😀 Kablo ile bağlamayı denemedim fakat bir sorun yaşanacağını sanmıyorum. İnternet demişken şunu da belirteyim; DNS ve IP ayarları gibi ince ağ ayarlarını da hem Wireless için hem de kablosuz ağ için yapabiliyorsunuz.

Uygulamalar

Ana menüde sırayla giderek uygulamalara giriş yapalım. Varsayılan olarak en baştaki kartta Premium uygulamalar yer almakta. Ben bu yazıyı yazarken LG’nin kendi geliştirdiği 14 uygulama mevcuttu. Bunlar: YouTube, Facebook, Twitter, Google Maps, AccuWeather, Associated Press, VTunner, Film Box, Euro News, Viewster, MLB.tv, Picasa, Aljazeera ve Skype.

Premium uygulamaları
Premium uygulamaları

Bütün uygulamaları anlatmayacağım tabii ama Premium uygulamalarıyla ilgili görüşlerimi hemen yazayım:

  1. Premium uygulamalarının tamamı İngilizce.
  2. Facebook ve Twitter uygulamaları biraz yapılmak için yapılmış. Hiç kullanışlı değil.
  3. YouTube uygulaması güzel ama biraz hantal gibi. Umarım en yakın zamanda düzeltilir. Kendi YouTube hesabınızla giriş yaparsanız favori videolarınızı görüntüleyebiliyorsunuz.
  4. vTunner uygulaması aslında çok güzel (internet radyosu) fakat Türk radyo kanallarının sayısı az. İlerde artar diye umuyorum…
  5. Picasa uygulaması beni en mutlu eden uygulama oldu. Bütün fotoğraflarımı Picasa’da depolayan biri olarak eş dost geldiğinde hemen açıp gösterebileceğim bir albümün olması gerçekten hoş.

Ana menüden uygulamalarıma girdiğinizde tüm uygulamaların listelendiği bir menü geliyor. Ana menüde de olduğu gibi bu menüyü de istediğiniz gibi sıralamanız mümkün. Uygulama deyince uygulama yüklemek için ne kadar alan var diye düşünülebilir. Toplam 387 MB’lık bir alana sahibiz. Tabii bu göze çok az gibi geliyor ama normal uygulamaların en detaylısı 600 KB, en detaylı oyunun da 90 MB olduğu düşünülürse bu alanın gayet yeterli bir alan olduğu daha iyi anlaşılır.

Uygulamalarım menüsü
Uygulamalarım menüsü

Uygulama mağazasına girebilmeniz için önce bir LG hesabınız olması gerekiyor. Hesap alırken girdiğiniz ülke bilgisine göre uygulama mağazası şekilleniyor. Yani Türkiye’yi seçtiğinizde aynı televizyonu İngiltere’de alan Mr. Simith’le aynı uygulamaları göremiyorsunuz. Tabii ki de ben boş durmayıp çakallık yaparak bir tane İngiltere lokasyonlu hesap açıp uygulama indirmeyi denedim 😀 İngiltere mağazasında bizde olmayan, ülkemize henüz gelmeyen Netflix gibi servislerin uygulamaları mevcut. İngiltere’den giriş yapıp uygulama indirdikten sonra tekrar Türkiye hesabına girdiğinizde indirdiğiniz uygulamalar silinmiyor. Yani benim gibi çakallık yaparak Türkiye’de olmayan uygulamaları indirip, kullanabilirsiniz 😀

Uygulama mağazası
Uygulama mağazası

Türkiye’ye özel çıkarılan uygulamaların tamamını denedim. Beğendiklerim ve sık sık kullandıklarımı tek tek ve kısa kısa yazdım:

  • LigTV: Herhalde erkeklerin en seveceği uygulama bu olacak. Bu uygulama ile LigTV’nin internet sitesinden izleyebildiğiniz tüm videoları izleyebiliyorsunuz. Bu videoların içinde haberler, tüm Süper Lig ve İngiltere Premier liginde oynanan maçların geniş özetleri var. Maç bitiminden neredeyse bir saat sonra geniş özetler izlenebiliyor. Videolar 720p sanırım gayet net. Sürper Lig, 1. Lig, İngiltere Premier ligi, Bundes Liga ve La Liga’nın puan durumu ve fikstürü de görmek mümkün. Haberler her gün hatta günde 2-3 kere yenileniyor. Bu yüzden en sık kullandığım uygulama bu oldu.
Lig TV uygulaması
Lig TV uygulaması
  • Digiturk Play: Bu uygulama da en çok kullandığım uygulama oldu. Digiturk platformunda yayınlanan dizileri, belgeselleri, eski maç görüntülerini izleyebiliyorsunuz. Bunun için her hangi bir üyelik falan gerekmiyor. Videoların çoğu gayet net (bazı eski belgeseller ve maç videoları tam net değil). Televizyonda izlemeye bir şey bulamadığınız da buradaki videolarla güzel vakit geçirebiliyorsunuz.
  • TRT: En kapsamlı Türkçe uygulama TRT’nin uygulaması. TRT’de yayınlanan dizileri, programları, haberleri izlemeniz mümkün. TRT’nin radyolarında yayınlanan programların podcastini dinlemek de mümkün.
  • Milliyet: Milliyet’in sitesindeki içerikleri bu uygulama ile görmeniz mümkün.
  • Vatan: Milliyet uygulamasında olduğu gibi internet sitesindeki içerikler var.
  • Mahmure: İsminden de anlaşılacağı üzere kadınlar için geliştirilmiş bir uygulama. İçerisinde ne var derseniz; magazin haberleri, moda, astroloji, yemek tarifleri gibi bir çok konu başlığı yer alıyor.

Web tarayıcısı

Akıllı televizyonların olmazsa olmazı web tarayıcıları… İlk çıkan akıllı televizyonların tarayıcıları çok kısıtlı imkanlara sahipti. Ama artık işler değişmiş. Bu televizyonun web tarayıcısı da epey marifetli. En fazla merak edilen şeyi ilk başta söyleyeyim: Flash desteği var. Fakat Flash videoları tam ekran yapmak mümkün değil. Belki ileride gelecek güncellemeler ile bu sorun da ortadan kalkar ama henüz böyle bir destek yok.

LG_internet-browser
Web tarayıcısı

Bir çok akıllı televizyon web tarayıcısında göremeyeceğiniz sekmelerle çalışma imkanınız var. Aynen bilgisayarda olduğu gibi farklı siteleri farklı sekmelerde açabiliyorsunuz. Sekmeler arası geçişler hızlı değil. Zaten önemli olan da hız değil internete girebilmek 😀 Sayfa açılış hızları eğer sayfada birden fazla Flash reklam falan yoksa gayet hızlı. Sık kullanılanlar ve geçmiş var. Web tarayıcısı içinde Picture-in-Picture özelliği de var yani web’de gezinirken bir kutucuk içinde izlediğiniz televizyon kanalını görmek mümkün.

Web tarayıcısındaki ayarlar menüsünde geçmişi temizleme, gizlilik ayarları, Flash’ı açıp kapama, televizyon görüntüsünün pozisyonunu ayarlama (sağ alt veya sol alt), metin şifreleme seçenekleri var.

Web tarayıcısının ayar menüsü
Web tarayıcısının ayar menüsü

Bir kere şunu baştan söyleyeyim tarayıcı kullanırken mutlaka Mouse ya da magic motion kumanda kullanmak lazım. Çünkü normal kumanda ile kullanmak gerçekten çok zor. Tabii “bir arkadaşa bakıp çıkıcam” şeklinde hava durumuna, son dakika haberlerine falan bakılır fakat öyle bir Facebook’a gireyim ya da maillerime bakayım diyorsanız mutlaka mouse şart! Hatta eğer bütçeniz el veriyorsa televizyonun yanında Logitech’in tam da bu televizyonlar için ürettiği mouse ve klavye işini bir arada çözen K400 klavyesini (70-90 TL arası) almanızı tavsiye ederim. (Ayrıntılı bilgi için bkz: Logitech K400 incelemesi)

Ben klavye değil fakat mouse denedim. Şu an Logitech’in piyasada bulunan en ucuz (30 TL) kablosuz mouseu olan M185 modelini denedim sorunsuz çalışıyor. Hiçbir tanıtma falan gerekmiyor taktığınız an televizyon tarafından algılanıyor ve kullanmaya başlıyorsunuz. Mouse sadece web tarayıcısı içinde de değil her yerde aktif oluyor. Ama klavye de isterim diyorsanız yukarıda gösterdiğim K400 modelini öneririm.

Web tarayıcısının eleştireceğim yönleri var mı? Var ama bu eleştiriler “neden yok” şeklinde değil de “olsaymış iyi olurmuş” şeklinde. Mesela özellikle Türkiye’de neredeyse her sitede Flash reklamlar var. Bu reklamlar yüklenirken ve oynarken doğal olarak tarayıcıda kasılmalar oluyor. Sonuçta bu televizyonun içinde Intel bir işlemci yok 😀 O yüzden ben LG’den şöyle bir şey beklerdim: Opera’nın ve hatta yeni çıkan Yandex Browser’ın yaptığı gibi gösterilecek siteleri önce kendi sunucularında filtreleyip Flash reklamları engelleyip ve hatta imajların boyutunu küçülterek kullanıcıya göndermesi gerçekten hoş olurdu. Bu belki çok ayrıntı gibi gelebilir ama gerçekten gerekli bence.

Dediğim gibi flash videolarda tam ekran izlenmiyor fakat aşağıda da görüldüğü gibi sayfa içerisinde zoom yaparak tam ekranmış gibi dizi izleyebiliyorsunuz. Üst taraftaki menü biraz can sıkıyor ama tam ekran yapmayı sağlayan güncelleme gelene (gelmeli!!!) kadar idare eder diye düşünüyorum.

Web tarayıcısının içinde dizi izleme
Web tarayıcısının içinde dizi izleme

Medya oynatıcısı

Medya oynatıcısı gerçekten çok gelişmiş. Tek tek saymayacağım fakat pek çok formatı oynatabiliyor. Zaten bu format işinden bahsetmek biraz riskli çünkü şimdi ben “x format çalışmıyor, o kötü olmuş” desem, bu yazıyı okuduğunuzda belkide o x formatı gelen bir güncelleme ile çoktan oynatılabilir olmuş olacak. Onun için o topa girmek istemiyorum. Sadece şunu söyleyeyim film izleyecekseniz her türlü formatı rahat rahat izlersiniz. Ben neredeyse 1.5 aydır birçok formatta film izledim (DTS falan da dahil) hiç bir sorun yaşamadım.

Smart Share menüsü
Smart Share menüsü

Medya oynatıcısında müzik dinlerken medya oynatıcısından çıkmadığınız müddetçe müzik çalmaya devam ediyor. Bazı medya oynatıcısında bu yok mesela. Bir müzik çalarken klasör gezmeye kalkışınca müzik kesilir. Bunda öyle bir sıkıntı yok. Fotoğraflara bakarken alttan fon müziği seçerek (klasör bazında seçim yapılıyor) slayt şov da yapabiliyorsunuz.

Televizyondan film izlemek istiyorsanız en çok merak ettiğiniz şey altyazıdır. Altyazı konusunda beklentilerimin üstünü buldum diyebilirim. Bir kere Türkçe karakterler tam destekli. Altyazı formatlarını (.sub, .srt vs.) altyazı dosyası filmle aynı isimdeyse görüyor. Filmin içinde birden fazla altyazı dili gömülüyse dil seçimi yapabiliyorsunuz. Bunların dışında altyazının boyutunu, rengini ve konumunu ayarlayabiliyorsunuz ki bu kallavi medya oynatıcılarında bile olmayabiliyor.

Altyazı ayarlarının olduğu menü
Altyazı ayarlarının olduğu menü

Yalnız, -sürekli aynı şeyi söylemiş gibi olacağım ama- filmi açıp altyazı menüsünden Türkçe dili seçiyorsunuz. Tamam hiçbir sorun yok. Fakat televizyonu kapatıp açınca tekrar varsayılan dile geri dönüyor. Yani her defasında tekrar tekrar Türkçeyi seçmeniz gerekiyor. Ama çok küçük bir güncelleme ile bu sıkıntı da çözülür diye tahmin ediyorum.

Ağ paylaşımı

Televizyonun en hoşuma giden tarafı her türlü ağa bağlanabiliyor oluşu. Böylece her film izlemek istediğinizde elinizde bir hard diskle (ya da flash disk) bir bilgisayara bir televizyona gitmenize gerek kalmıyor. Bilgisayar üzerinden film klasörünü paylaşıma açabilir ya da modeminize hard disk bağlayarak sabit bir film arşivi kurabilirsiniz. Ama asıl bombayı (Plex) televizyon geldikten iki hafta sonra keşfettim. Şimdi fazla ayrıntıya girmek istemiyorum çünkü sırf bu konu için ayrı bir yazı yazacağım. Eğer ağ üzerinden filmlerinizi izlemek istiyorsanız bu televizyonla rahat rahat bu işi kotarabilirsiniz.

3D deneyimi

Televizyon teknolojilerini pek yakından takip etmesem de yanlış hatırlamıyorsam ilk üç boyutlu pasif gözlükleri LG üretti. Ve bu çok çabuk kabul gördü. Artık pek çok firma aktif gözlük kullanmıyor. Aktifle pasif arasında ne gibi bir fark var derseniz şöyleki: Bir kere aktif gözlüklerin içerisinde küçük bir pil bulunuyor. Bu pil sayesinde gözlüğün camları çok hızlı bir şekilde açılıp kapanıyor. Bunun dezavantajı sürekli şarj etmeniz gerekiyor, pasif gözlüklere göre epey ağır oluyor ve belli bir süreden sonra bazı insanlarda baş ağrısına yol açıyor.

LG’nin gözlükleri beklediğimden çok çok daha kaliteli çıktı. Gözlük kullananların en büyük dertlerinden biri numaralı gözlüğün üstüne üç boyutlu gözlük takmaktır. Çünkü üç boyutlu gözlükler genelde tam olarak kafaya oturmaz ve sürekli kayar. Film izlerken bütün konsantrasyonunuz gider. Bu gözlüklerde öyle bir sıkıntı yaşamadım ben. Bi kere kulak kısmına gelen yerler bıraktığınız şekilde kalıyor. Bu da gözlüğün kafanızı tamamen sarmasını sağlıyor böylece gözlüğün düşmesini engelliyor. Kalite olarak da uyduruk gözlük hissi vermiyor gayet kaliteli gözlükler.

3D Gözlükler
3D Gözlük

Gözlükleri anlattığımıza göre geçelim görüntüye. 2D-3D dönüştürme var. Yani 3D olmayan görüntüyü sanal olarak 3D’ye çevirebiliyorsunuz. Pek tavsiye edeceğim bir özellik değil bu ama cepte dursun 😀 3D derinlik ayarlama da var. Böylece keyfinize göre 3 boyut derinliğini ayarlayabiliyorsunuz. Ayarlar demişken üç boyutlu videoların türünü de seçme özelliği var. Bunu anlatmak biraz zor ama şöyle ki: 3D videolar ya ekranı dikey olarak iki parçaya bölecek şekilde iki görüntü şeklinde olur, ya yatay olarak, ya da iç içe geçmiş biçimde olur. İzlemek istediğiniz video hangi şekildeyse ona göre bu ayarlardan birini seçebiliyorsunuz. Ha bu arada alt yazıyı söylemeyi unuttum. 3D açıkken alt yazı da 3D’ye uygun bir şekilde gösteriliyor yani herhangi bir okuma problemi yaşamıyorsunuz.

3D ayarları
3D ayarları

Teoride anlattık bir de deneyim olarak değerlendirelim. Derinlik hissi gerçekten güzel. Çoğu 3D destekli televizyonda üç boyutlu bir görüntüyü doğru dürüst izlemeniz için ekrana tam olarak karşıdan bakmanız gerekir. Yanlara gittikçe görüntü bozulur. Bu televizyonda böyle bir sorun yaşamadım. Yaşamak için epey bir uğraştım fakat yok yani nereden izlerseniz izleyin üç boyut keyfini yaşıyorsunuz.

Deneyemediğim şeyler

Televizyonun sınırlı da olsa kayıt özelliği bulunuyor. Kayıt için harici bir bellek istiyor. Elimde en yüksek kapasiteli bellek olarak 8 GB Toshiba USB bellek vardı, denedim fakat boyutuna küçük diyerek kabul etmedi 😀 Harici hard disk ile deneyecektim fakat kayıttan önce diske format atmak istiyor ve benim formatlayabileceğim bir harici diskim yok 😀

Deneyemediğim bir başka şey de uydu bağlamak. Televizyona direkt olarak çanak anten takarak uydu yayınlarını izlemek mümkün hatta Digitürk, D-Smart gibi ücretli platformların kartlarını sokabileceğiniz bir slot da televizyonun üzerinde bulunuyor. İnternette denk geldiğim yorumların çoğunda uydu konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmadığını okudum. Bir tek kanalları sıralamakla ilgili bir sorun varmış fakat sanırım o da güncellemelerle düzelmiş.

Televizyonun özellikleri çok olunca deneyemediğim pek çok özellik de oluyor tabii haliyle 😀 LG’nin Android ve iOS cihazlar için geliştirdiği uygulamalar sayesinde dokumatik ekranlı telefonunuzu veya tabletinizi kumanda veya mousepad olarak kullanabiliyorsunuz. Android veya iOS’lu herhangi bir cihaz bulamadığım için bu özelliği de deneyemedim.

Yine Android, iOS ve Wi-Di özelliği olan cihazlarda çalışan, ekran paylaşma özelliğini de deneyemedim. Bu özellikle televizyondaki bir görüntüyü destekleyen cihazınızın ekranına ya da tam tersi; cihazdaki görüntüyü televizyona aktarmak mümkün.

Yazı içerisinde hiç söz etmedim ama televizyonun özellikleri arasında bir de Dual Play var. Bu özellik sayesinde televizyonda oyun oynarken eğer oynadığınız oyun ekranı yatay veya dikey olarak eşit parçaya bölüyorsa, Dual Play gözlükleri sayesinde rakibinizin bölümünü göremiyorsunuz. Anlatması biraz zor ama oyun oynayanlar az çok ne demek istediğimi anlamıştır. Bu özelliği deneyemedim çünkü Dual Play gözlükleri kutudan çıkmadı. Ayrıca temin etmek gerekiyor.

Eksiler

Hep iyi yönlerinden bahsettik biraz da olumsuz konuşalım. Aslında olumsuz konuşulacak şeyleri yazının içerisinde de belirttim ama derli toplu olması açısından bir de bu başlık altında yazıyorum. İlk başta en beğenmediğim özellik ana menüye giriş süresi. Bu biraz hayal kırıklığı yarattı diyebilirim. Diğer menülerde ya da menü içerisinde gezinirken hiçbir sıkıntı yok fakat ana menüye giriş biraz yavaş. Yazılım sorunu olduğunu da sanmıyorum açıkcası. Bu konuda biraz umutsuzum.

Uygulamalarda da hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. Çok az sayıda Türkçe uygulama var. Sitelerin ve hatta büyük kanalların veya platformların bu uygulama işine el atması gerekiyor diye düşünüyorum. Doğan holding’in geçenlerde hizmete soktuğu netd platformu için yeni bir uygulama geliştirildiği söyleniyor fakat görmeden inanasım da gelmiyor açıkcası 😀 Uygulama geliştiricilere de hak veriyorum aslında istatistikler gösteriyor ki akıllı TV kullanıcılarının çok büyük bir çoğunluğu uygulama kullanmıyor. Fakat yeni yeni filizlenen tvyo ve netd gibi video izleme hizmetlerinin uygulama geliştirmeleri hem kullanıcılar için hem de yayıncılar için iyi bir sonuç verir diye düşünüyorum.

Bir diğer beğenmediğim özellik de yazının başlarında da belirttiğim gibi kumanda. Özellikle o yön tuşlarının olduğu yere acayip kılım 😀 Kumandayı her alışımda söyleniyorum. Çünkü dediğim gibi kaygan bir yüzey olduğu için basarken zorlanıyor insan. Basma hissi de kötü… Bak yine sinirlendim 😀

Wireless. Wireless konusu biraz can sıkıcı. Eğer eviniz biraz büyükse ve modeminiz de televizyona uzak bir yerdeyse biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz. Aslında bunun da bir çözümü var. Biraz maliyeti arttıracak ama kablo görüntüsünden iyidir diyorsanız şunu öneririm: Tp-Link TL-WR702N. Bu ufak cihaz kablosuz bir bağlantıyı kablolu bağlantıya çeviriyor. Aslında bir sürü marifetleri var fakat konuyla ilgisi olan özelliği bu. Ağ çekim kuvveti televizyonun üstündeki Wireless’dan kat kat üstün olduğu için bunu kullanıp kablosuz ağınızı kablolu ağa çevirip ethernet üzerinden televizyona aktarabilirsiniz. Küçük bir yapısı olduğu için televizyonun arkasına saklamanız da mümkün.

Son sözler

Yukarıda belirttiğim olumsuzluklar dışında hiçbir problem yaşamadım 1.5 aydır. Eğer bütçeniz kısıtlı ise ve almışken akıllı bir televizyon alma niyetindeyseniz bence en ideal modellerden biri… Yazı çok uzun oldu ve gereksiz bir çok ayrıntıya girdim fakat benim gibi bir şey almadan önce çok fazla araştıran biriyseniz böyle yazılar kafada bir fikir oluşması açısından çok faydalı oluyor. Televizyonun çok fazla özelliği olunca insan hepsini anlatmak istiyor öyle olunca da yazı böyle destanlaşıyor 😀 Ki es geçtiğim ve hatta yazdıktan sonra yazı çok uzun olduğu için sildiğim bir çok özellik daha vardı…

Yazımda olmayan ve merak ettiğiniz bir yer ya da “şunun fotoğrafını çek” dediğiniz bir şey varsa bana ulaşabilirsiniz. Sizi yazıda olan ve olmayan çektiğim tüm fotoğraflarla baş başa bırakıyorum:

Etiketler:

Paylaş:

Utku Sakallıoğlu, 1990 yılının bir Mayıs günü Giresun’da hayata geldi. Doğumu esnasında ilk dakikalarda beynine yeterli oksijen gitmemesi nedeniyle Beyin Felci olarak da bilinen Cerebral Palsy‘li olarak hayata tutunmuştur.  >>

Buralardayım
Kategoriler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir