Teknolojinin hüküm sürdüğü kişisel blog

“FOSlt”

Ve sonunda bitti! Kimilerinin 6 yıldır, kimilerinin daha kısa süredir takip ettiği dizi Lost bitti… Şahsen üç senedir izliyordum… İzlerken de kimilerinin yaptığı gibi gözümü dört açıp “aha valla hata buldum” diyerek izlemedim. Normal bir film izler gibi zevk ala ala, kasmadan izledim. Tabiki internette dolaşan teorileri gözüm çıkana kadar okudum, düşündüm o ayrı…

Sezon finallerinde bile bir duygusallık yaşanıyordu kim ne derse desin. Bir de komple dizinin sonu gelince yürekler cız etmiyor değil… Son 5 bölümdür falan “yaa keşke bitmeseeeeeeee!” diye zırlayanlar oldu, da bir müsaade edin de bitsin artık bi zahmet! Boru değil 6 sezondur senaryo yazıyor adamlar.

Dizinin finali, izleyicilerin %99’unu üzdü. “Üzdü” kelimesi az bile; yıktı, deldi, yardı vs. … Şimdi sözlüklere bakarsanız hepsinin sol frame’inde “lost” u ve içeriğinde de bilumum küfürleri bulmanız mümkün. Twitter hakeza… E haksız da sayılmazlar… Her fırsatta geyiği yapılan, teorilerin havada uçuştuğu, ev toplantılarında “bence finali” diye başlayan cümlelerin kurulduğu dizinin finali böyle olmamalıydı! Gerçi nasıl biterse bitsin muhakkak deli gibi eleştirilecekti tabi o ayrı…

Dizinin senaristleri baştan beri kendilerinin bile üç dört bölüm sonrasını bilmediklerini, ama dizinin mantıksal, bilimsel bir sonla biteceğini her fırsatta söylediler. Ben de senaristlerin bile üç dört bölüm sonrasını bilmedikleri bir diziden çok şaşırtıcı, çarpıcı bir sonuç beklemiyordum tamam ama…  Ama sonuç tam bir fiyasko! Ne mantıksal, ne de bilimsel bir sondu maalesef… Aslında hayal kırıklığının sebebi de burada yatıyor: izleyicinin büyük beklentisi… Dizi en baştan beri belli bir bilimselliğe oturuyordu (iki üç hayal ürününü saymzsak). Hal böyle olunca, izleyicinin beklentileri dizinin taa ilk bölümünden beri en üst safhadaydı. Hatta bir arkadaşımın da dediği gibi beklentiler son 10 dakikaya kadar sürdü. Ama o son 10 dakika saç baş yoldurdu.

Bu kadar “bilimsel” bir dizinin sonu cennet, araf, huzura ermek olmamalıydı. “Son”un tek beğendiğim yeri Jack’in start çizgisine dönmesi…  Aslında önceden bir kaç yerde de okumuştum ama izleyince komik, bir o kadarda ironik geliyor insana.

Neyse bir efsane daha sona erdi. Ölen öldü kalan sağlar bizimdir…

Son söz: “Fişi çekip takınca düzeliyor…”

Etiketler:

Paylaş:

Utku Sakallıoğlu, 1990 yılının bir Mayıs günü Giresun’da hayata geldi. Doğumu esnasında ilk dakikalarda beynine yeterli oksijen gitmemesi nedeniyle Beyin Felci olarak da bilinen Cerebral Palsy‘li olarak hayata tutunmuştur.  >>

Buralardayım
Kategoriler

Bir Yanıt

  1. final bölümünde bulunmayan, hurley ve ben’in adada yaptıklarını anlatan 14dklık bi bölüm daha yayınlancakmış duyurula

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir